Перевод: со всех языков на все языки

со всех языков на все языки

şaka etmek

  • 1 şaka etmek

    v. chaff

    Turkish-English dictionary > şaka etmek

  • 2 şaka etmek

    to joke

    İngilizce Sözlük Türkçe > şaka etmek

  • 3 şaka

    şaka Scherz m, Spaß m;
    şaka etmek scherzen;
    şaka gibi gelmek höchst unwahrscheinlich sein, jemandem spanisch vorkommen;
    şaka götürmemek fig Sache nicht zum Lachen sein; Person keinen Scherz verstehen;
    şaka kaldırmak Spaß verstehen;
    şaka maka Scherz beiseite;
    şaka maka derken während man noch scherzte;
    -e şaka yapmak scherzen (-le mit D);
    -i şakadan yapmak zum Scherz tun A;
    -i şakaya boğmak ins Scherzhafte verkehren A;
    şakaya gelmek Spaß vertragen können;
    -in şakası yok es ist nicht zu scherzen mit;
    şaka bir yana! Scherz beiseite!

    Türkçe-Almanca sözlük > şaka

  • 4 şaka

    шу́тка

    şakaya almak — принима́ть в шу́тку

    şakaya boğmak / bozmak / dökmek — обрати́ть в шу́тку

    şaka etmek — шути́ть

    şakaya gelmek — переноси́ть шу́тки

    şakaya gelmemek — а) не переноси́ть шу́ток; б) быть неуме́стным ( о шутке)

    şakaya getirmek — а) говори́ть о серьёзном в шутли́вом то́не; б) разряди́ть обстано́вку шу́ткой

    şaka gibi gelmek — воспринима́ть как шу́тку, не пове́рить

    şaka götürmemek — не терпе́ть шу́ток; не воспринима́ть шу́ток

    şaka iken kaka olmak, şakayı kakaya çevirmek — неуме́стная шу́тка по́ртит дру́жбу

    şaka kaldırmak — терпе́ть шу́тки

    şaka söylemek — сказа́ть в шу́тку

    şakaya vurmak — обрати́ть в шу́тку

    şaka yapmak — подшути́ть, разыгра́ть

    şakası yok — не до шу́ток

    Türkçe-rusça sözlük > şaka

  • 5 şaka

    "joke, jest; gag; witticism, quip. -ya almak /ı/ to regard (something serious) as a joke. -ya boğmak /ı/ to turn (something) into a joke. - etmek to kid someone, kid, joke. -ya gelmemek 1. not to be able to take a joke. 2. (for something) to be no joking matter, be very serious. -ya getirmek /ı/ to speak of (a serious matter) as if it were a joke. - gibi gelmek /a/ (for something) to seem like a joke to (someone). (iş) - götürmemek to be no joking matter. - iken kaka olmak colloq. (for something that began as a joke) to turn into a quarrel; (for a joke) to backfire. - kaldırmak to be able to take a joke. - maka derken.... At first we thought it was a joke (but later we discovered it was serious).: Şaka maka derken gerçekten oldu. What looked like a joke has now become a reality. -nın sonu kakadır. proverb What starts out as a joke can end up as a quarrel. - söylemek to joke, say something in fun. -ya vurmak /ı/ to pretend to take (something) as a joke. -sı yok. colloq. 1. He is not to be trifled with./He´s dead serious. 2. It´s no laughing matter."

    Saja Türkçe - İngilizce Sözlük > şaka

  • 6 latife etmek

    arapça-türkçe şaka yapmak.

    Osmanlı Türkçesi Sözlüğü > latife etmek

  • 7 шутить

    şaka yapmak,
    şakalaşmak; alay etmek
    * * *
    несов.; сов. - пошути́ть
    1) şaka etmek / yapmak; şakalaşmak ( обмениваться шутками)
    2) тк. несов. (смеяться над кем-л.) eğlenmek, alay etmek

    хва́тит шути́ть (надо мно́й)! — şaka yeter!

    вы шу́тите! — şaka / latife ediyorsunuz!

    не обижа́йся, я пошути́л — şaka ettim, darılma

    я не шучу́ — şakasız / ciddi söylüyorum

    4) тк. несов. (относиться несерьёзно, пренебрегать) şakası olmak

    с э́той боле́знью не шу́тят! — bu hastalığın şakası yok!

    ра́зве мо́жно с э́тим шути́ть? — bununla şaka olur mu hiç?

    ••

    шути́ть с огнём — ateşle oynamak

    Русско-турецкий словарь > шутить

  • 8 смеяться

    мы смея́лись как де́ти — çocuklar gibi gülüşüyorduk

    2) ( издеваться) gülmek, eğlenmek, alay etmek

    смея́ться над чьей-л. глу́постью — birinin aptallığıyla alay etmek

    над ним все смею́тся — ona herkes gülüyor

    он смеётся над ва́ми — sizinle eğleniyor / alay ediyor

    3) перен. (пренебрегать чем-л.) bana mısın dememek

    он смеётся над опа́сностью — tehlikeye bana mısın demiyor

    4) перен. ( шутить) şaka etmek

    он смеётся, не обраща́й внима́ния — (sözüne) aldırma, şaka ediyor

    ••

    смея́ться сквозь слёзы — bir göz gülmek

    хорошо́ смеётся тот, кто смеётся после́дним — погов. en son gülen iyi güler

    не сме́йся чужо́й беде́, своя́ на гряде́ — погов. gülme komşuna, gelir başına

    Русско-турецкий словарь > смеяться

  • 9 chaff

    n. saman, saman tozu, kıyılmış hayvan yemi; önemsiz mesele; ıvır zıvır; şaka, şakalaşma
    ————————
    v. kesmek (saman vb), ufalamak; şaka etmek, takılmak (Argo)
    * * *
    şaka

    English-Turkish dictionary > chaff

  • 10 ლაზღანგარობა

    f.
    şaka etmek, şakacıktan söylemek
    i.
    şakalaşma

    Georgian-Turkish dictionary > ლაზღანგარობა

  • 11 терпеть

    dayanmak,
    katlanmak,
    tahammül etmek; sabretmek; dayanmak; hazmetmek
    * * *
    1) dayanmak, katlanmak, tahammül etmek; sabretmek; dişini sıkmak

    терпе́ть го́лод и лише́ния — açlığa ve yoksunluklara katlanmak

    как он то́лько те́рпит таку́ю боль? — bu ağrıya / acıya nasıl dayanabiliyor?

    он терпе́л-терпе́л да и... — sabretti etti de...

    терпи́! — sık dişini!

    2) çekmek; dayanmak; kaldırmak; hazmetmek

    не терпе́ть шу́ток — şaka kaldıramamak

    он не те́рпит кри́тики — eleştiri kaldırmaz

    сосе́ди не те́рпят друг дру́га — komşular birbirini çekemiyorlar

    мо́жно ли терпе́ть та́ку́ю несправедли́вость? — bu haksızlığa dayanılır mı hiç?

    э́то де́ло не те́рпит хала́тности — bu işin ihmale tahammülü yoktur

    3) çekmek; uğramak

    терпе́ть нужду́ — zaruret / darlık çekmek

    терпе́ть круше́ние — kazaya uğramak

    терпе́ть убы́тки — zarar etmek

    ••

    вре́мя не те́рпит — zamanın beklemeye tahammülü yoktur

    де́ло не те́рпит отлага́тельства — см. отлагательство

    Русско-турецкий словарь > терпеть

  • 12 play

    oyun, eglence; oyun, piyes; saka, oyun; kumar; hareket özgürlügü; hareket, faaliyet; oynasma, oynamak; eglenmek; (oyun) etmek; hizla hareket etmek; oynamak, sahnelemek, temsil etmek; (müzik aleti) çalmak;... gibi yapmak,... rolü oynamak; bir müzik parça

    English to Turkish dictionary > play

  • 13 spaßen

    spaßen v/i <h> -e şaka yapmak, ile alay etmek;
    damit ist nicht zu spaßen! bunun şakası olmaz! er lässt nicht mit sich spaßen o şaka kaldırmaz

    Deutsch-Türkisch Wörterbuch > spaßen

  • 14 latife

    latife [lãti:fe] s
    ( şaka) Spaß m, Scherz m
    \latife etmek scherzen, spaßen, Spaß machen
    \latife götür(me) mek ( şaka kaldır(ma) mak) (keinen) Spaß verstehen

    Sözlük Türkçe-Almanca kompakt > latife

  • 15 зло

    kötülük; hınç
    * * *
    I с
    1) врз kötülük

    употреби́ть что-л. во зло — kötüye kullanmak

    выбира́ть ме́ньшее из зол — ehveni şerri tercih etmek

    исто́чник всех зол — tüm kötülüklerin kaynağı

    я тебе́ зла не жела́ю — senin kötülüğünü istemem

    2) ( злость) hınç

    сорва́ть зло на ком-л. — hıncını birinde almak / çıkarmak

    со зла́ — hırsından

    II нареч.
    hınçla; hışımla; öfkeli bir sesle

    зло смотре́ть на кого-л.kızgın kızgın bakmak ( гневно); ters / yan yan bakmak ( враждебно)

    зло вы́ругаться — hışımla küfretmek

    зло подшути́ть над кем-л.birine zalim bir şaka yapmak

    соба́ка зло рыча́ла — köpek hırslı hırslı hırlıyordu

    Русско-турецкий словарь > зло

  • 16 подшучивать

    несов.; сов. - подшути́ть

    над тобо́й подшути́ли — sana şaka yaptılar

    Русско-турецкий словарь > подшучивать

  • 17 humour

    n. mizah, güldürü, espri, espri anlayışı, şaka, mizaç, huy, ruh hali, keyif, neşe, salgı
    ————————
    v. memnun etmek, hoşuna gitmek, suyuna gitmek, ayak uydurmak, alttan almak
    * * *
    1. mizah 2. eğlendir (v.) 3. mizah (n.)
    * * *
    ['hju:mə] 1. noun
    1) (the ability to amuse people; quickness to spot a joke: He has a great sense of humour.) mizah yeteneği
    2) (the quality of being amusing: the humour of the situation.) gülünçlük
    2. verb
    (to please (someone) by agreeing with him or doing as he wishes: There is no point in telling him he is wrong - just humour him instead.) suyuna gitmek, nazını çekmek
    - humorous
    - humorously
    - humorousness
    - - humoured

    English-Turkish dictionary > humour

  • 18 trick

    adj. hileli
    ————————
    n. aldatmaca, oyun, üçkâğıt, numara, el çabukluğu, üçkâğıtçılık, çalım, dalavere, dümen, hile, muziplik, azizlik, kötü şaka, işin sırrı, kurnazlık, püf noktası, marifet, güzel kadın, oyunda yerde toplanan kâğıtlar, fahişenin müşterisi, dümen nöbeti
    ————————
    v. kandırmak, oyun etmek, oyuna getirmek, aldatmak, faka bastırmak
    * * *
    1. aldat (v.) 2. hile (n.)
    * * *
    [trik] 1. noun
    1) (something which is done, said etc in order to cheat or deceive someone, and sometimes to frighten them or make them appear stupid: The message was just a trick to get her to leave the room.) oyun, numara, şeytanlık
    2) (a clever or skilful action (to amuse etc): The magician performed some clever tricks.) oyun, hokkabazlık, numara
    2. adjective
    (intended to deceive or give a certain illusion: trick photography.) aldatıcı
    - trickster
    - tricky
    - trickily
    - trickiness
    - trick question
    - do the trick
    - play a trick / tricks on
    - a trick of the trade
    - trick or treat!

    English-Turkish dictionary > trick

  • 19 humor

    n. mizah, güldürü, espri, espri anlayışı, şaka, mizaç, huy, ruh hali, keyif, neşe, salgı
    ————————
    v. memnun etmek, hoşuna gitmek, suyuna gitmek, ayak uydurmak, alttan almak
    * * *
    1. eğlendir (v.) 2. mizah (n.)

    English-Turkish dictionary > humor

  • 20 jape

    n. alay, dalga geçme, kafa bulma
    ————————
    v. alay etmek, dalga geçmek, kafa bulmak
    * * *
    şaka

    English-Turkish dictionary > jape

См. также в других словарях:

  • şaka etmek — bir kimseye eğlenmek amacıyla takılmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • şaka — is. Güldürmek, eğlendirmek amacıyla karşısındakini kırmadan yapılan hareket veya söylenen söz, latife İmamın şakasına ben de şaka ile mukabele ettim. R. N. Güntekin Birleşik Sözler şaka maka şaka yollu soğuk şaka ağız şakası dil şakası …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ŞAKA' — (ŞIKA ) Bedbahtlık. * Yaramazlık ŞAKA (ŞÜKU ) Tulu etmek, doğmak. * Çıkmak, huruç etmek. * Dağıtıp perâkende etmek …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • latife etmek — şaka etmek Hesap işleri müdürüne latife ederek durgunluğu bozmak istedi ise de söze karışan olmadı. M. Ş. Esendal …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • muziplik etmek — şaka (birine) bir kimseye sözler söylemek Genç kadın, ona muziplik etmekten hoşlanır gibi gülerek devam ediyordu. R. N. Güntekin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • latife etmek — (A. T.) şaka yapmak …   Osmanli Türkçesİ sözlüğü

  • ilişmek — e 1) Bir şeye hafifçe dokunmak, takılmak Elim çiçeklere ilişti, vazo devrildi. 2) Elini sürmek, dokunmak Bir sancılı yerine dokunmuşum gibi ıstırapla: Bırak, ilişme, diye inledi. F. R. Atay 3) Bir şeyin kenarına kısa bir süre için oturmak Sonra… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • şakalaşmak — nsz, le Karşılıklı olarak şaka etmek, şaka yapmak Yanında getirdiği damadı ve torunu ile şakalaşıyordu. T. Buğra …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • MÜLAYEME(T) — Lâtife etmek, şaka yapmak. * Sevinç izhar etmek. * Yumuşaklık. Uygunluk. Yumuşak huyluluk. * Bağırsakların yumuşaklığı …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • latife — is., Ar. laṭīfe Şaka Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller latife etmek latife götürmek latife latif gerek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • şakaya almak — söylenilen gerçek sözü şaka gibi kabul etmek Mustafa Kemal Paşa, bu isteği ilk önce şakaya alarak şöyle cevaplandırmıştı. Y. K. Karaosmanoğlu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»